Dijital Dünya Yeniden Şekilleniyor: 2021’de Öne Çıkacak UI ve UX Trendleri

Pandeminin dinamikleri bizi yeni bir dijital çağa uyum sağlamaya çağırıyor. Yeniden normale dönmekten çok yeni bir normali benimsemeye başlayan kullanıcıların deneyim alışkanlıkları da bu süreçte dönüşüyor. 

2020 itibariyle dijital ağırlıklı iş modelleri hayatımıza daha fazla dahil olurken, adaptasyonu sağlamak öncekine kıyasla çok daha iyi bir hikaye anlatıcılığı gerektiriyor. Tasarım unsurları daha radikal bir hal almaya başlıyor ve son yılların tüm iş kollarını etkisi altına alan sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı, COVID-19’un da farkındalığımıza olan katkısıyla yükselişe geçiyor. Bu yeni dijital trendleri ürünlere yansıtan tasarımcıların da dünyası büyük ölçüde yeniden şekilleniyor.

1- Gerçeğin Dijitale Taşınmasıyla Geleneksel Davranışlar Dönüşüyor

Alışveriş ve bankacılık işlemlerimiz gittikçe temassız hale gelirken dijital dönüşüm sürecinin en güçlü oyuncularından biri de perakende oluyor. Uzaktan gerçekleştirebildiğimiz sağlık hizmetleri de bizi kalıcı bir şekilde fiziksel mekanlardan uzaklaştırıyor.

Mağazalara Sanal Ziyaretler ve 360° Tur Deneyimleri Öne Çıkıyor

Yeni dönem, alışveriş deneyimini de büyük bir ölçüde sanal dünyaya taşıyor. VR destekli turları kullanıcıların hayatına kazandıran emlak şirketlerinin ardından yine Türkiye’den bir online market uygulaması olan Marketyo’nun da 2021’in başında market ürünlerinin 3 boyutlu olarak incelenebildiği bir uygulama olarak hayata geçirmeyi planladığını duyuyoruz. (1)

Online Sağlık Danışmanlığı ve Sesli Asistanlar Kullanıcının Güvenini Kazanıyor

Hasta bakımı konusunda önceki yıllarda başlayan, online randevu ve uzaktan görüşme hizmeti hastalar için çok önemli bir kullanıcı deneyimine dönüşerek kalıcı alışkanlıklar listesine ekleniyor. Deneyimin farklı hasta kategorileri için özelleşebilmesi ve kapsayıcı hale gelmesi önem kazanırken sesli asistanlar da giderek yaygınlaşıyor. Yapılan araştırmalar genç kullanıcıların %50’den fazlasının sesli komutla arama yaptığını gösteriyor (2).

Hiper Gerçekçilik 3 Boyutla Destekleniyor

İçinde bulunduğumuz sanal çağda gerçeğin yerini alarak sanal olanı da gerçekmiş gibi algılamamıza yol açan hiper gerçekçilik kavramı, 3 boyutla desteklenerek arayüzün oldukça yüksek bir performans göstermesini gerektiriyor. Aksi takdirde 3 boyutlu tasarım elemanlarının etkileyiciliği yerini, arayüzün yüklenmesini beklerken gelen terketme davranışına bırakabiliyor.

2- Değişen İhtiyaçlara Yönelik Dönemsel Çözümler Kalıcı Hale Geliyor

İşlerin uzaktan da verimli bir şekilde ilerlediğini gören Google, Microsoft ve e-bay gibi birçok şirket, şimdiden evden çalışma planlarını 2021’e esnetme kararında buluşurken uzaktan öğretim de kalıcılığın sinyallerini veriyor.

Evden Çalışma Dönemi ve Uzaktan Öğretim Kalıcılığın Sinyallerini Veriyor

Birçok şirket, uzaktan erişim talebinin bu beklenmedik artışıyla Microsoft Teams, Zoom, Slack, Atlassian ve Google Meet gibi iletişim platformlarının önemini kavramış bulunuyor. Yakın zamanda Zoom, birinci çeyrek gelirlerinde bir önceki yıla göre %169’luk bir artış yaşayarak birçok uygulamayı geride bırakıyor (3). Aynı zamanda bu dönemde, şirketler uzaktan öğretim platformlarına yatırım yapmayı hızlandırarak çalışanlarını sanal ortamlarda da eğitebilmenin yolunu açıyorlar. Pandeminin başladığı günden bu yana Skillsoft eğitim platformu, ürünlerinin tüketiminde 3 kat artış olduğunu belirtiyor.

Bu dönemde kullanıcı deneyimi tasarımcıları için de fiziksel mesafenin getirdiği zorlukları aşmak, iş birliğini kolaylaştıran, online ekip çalışması ve workshop’lara izin veren Miro gibi tasarım platformları büyük önem kazanıyor.

3- Kullanıcı Deneyimi, Dijitalin Yükselen Değeri Haline Geliyor

Sanal gerçeklik çağında deneyimleri kişiselleştirirken ürünün hikayesini etkileyici şekilde anlatabilmek, dijitalin yükselen trendleri arasında yer buluyor.

Kullanıcı ve Müşteri Deneyimi Giderek Kişiselleşiyor

Yapay zeka, projeleri son kullanıcılara uyarlamak için harcanılan zamanı ve iş gücünü ortadan kaldırarak kişiselleştirmeyi bir üst seviyeye taşıyor. Bununla birlikte, son yıllarda kullanıcı deneyiminde bir trend olarak yükselişte olan ve anında geri bildirim vererek kişiselleştirilmiş deneyime katkıda bulunan mikro etkileşimler, hatayı önleme, sistemin durumunu görüntüleme ve kullanıcı katılımını teşvik etme gibi konularda katkıda bulunuyor.

Etkileyici Hikaye Anlatımının Önemi Artıyor Kullanıcı deneyiminde artık tasarımcıların ürün pazarlaması yönünde daha fazla bilgiye hakim olmaları ve bunları en etkileyici şekilde sunmaları gerekiyor. Kullanıcıların içeriğe ulaşamadıkları durumlarda karşılarına çıkan empty state’ (boş durum) uyarıları ve yeni kullanıcıyı karşılayarak onları uygulamaların içeriği ve kullanımı hakkında bilgilendiren onboarding (karşılama) ekranlarının anlaşılır sadelikte tasarımlar sunması da ürünün başarısını büyük ölçüde etkiliyor.

4- Tasarımda Radikalleşme, Ayırt Edilebilirliğin Gücünü Pekiştiriyor

Her gün oldukça fazla ekrana maruz kalan kullanıcı, dikkatini kaybetmeye başlarken, onu ilk bakışta etkileyen tasarımlara daha fazla çekiliyor. Böylece, tasarım öğelerine daha radikal bir dil hakim oluyor.

Baskın hale gelen tipografiler, harmanlanan grafik ve görseller

Yazı tipi ne kadar baskın ve büyük hale gelirse, kullanıcıyı cezbetmek o kadar kolaylaşıyor. Kullanıcının dikkatini çekmenin diğer bir yolu kolaj tekniğiyle arayüzleri eğlenceli bir hale getirerek farklılaştırmak. Bununla birlikte tasarımlarda tercih edilen cesur renk kombinasyonları, tasarımları güvenilir ve fütüristik marka imajlarına büründürebiliyor.

Bölünmüş Ekranlar ve Asimetri Geri Dönüyor

2021’de yeniden bir trend haline geleceği öngörülen bölünmüş ekran kullanımıyla birlikte tasarımcılar yeniden asimetrik bölüntüleri kullanmaya başlıyorlar. Aslında bu yaklaşım, eski trendin yeni bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor ve kullanıcı bakış açısına yeni bir vizyon kazandırıyor.

Yüzer elemanlar, Dokulu Grafikler ve Animasyonlar Yükselişe Geçiyor

Sanal gerçekliğin yükseliş döneminde yüzer elemanlar, yumuşak dokular ve dokulu katmanlar, kullanıcı arayüzüne 3 boyut ve erişilebilirlik hissi kazandırıyor. Ek olarak katman kullanımıyla birlikte bu derinlik hissi pekiştiriliyor. Bununla beraber, kullanıcıyı ses, görüntü ve hareketin birleşimiyle oldukça etkilemeyi başaran canlı animasyonlar da bu dönem yükselişe geçiyor.

5- Soyut Veri Görselleştirme ve Artırılmış Analitik Önem Kazanıyor

Kullanıcılar hızlı tüketimin ağır bastığı deneyim dünyasında hız, kolaylık ve cazibe arayışında buluyor. Bu esnada soyut verinin olabildiğince anlaşılır sunulabilmesi de oldukça önem taşıyor.

Soyut verileri analiz ederek kullanıcıların anlayacağı dilde raporlayan artırılmış analitik ve makine öğrenimi, veri görselleştirmeyi destekliyor. Örneğin Tableau ve Datadog gibi artırılmış analitik platformları, veri bilimi ve yapay zekanın bileşimini kolay erişilebilir bir hale getirerek daha fazla kullanıcının veriden değer elde edebilmesini mümkün kılıyor. Artırılmış analitikten yararlanan Facebook, Netflix, Amazon ve Google gibi birçok büyük şirket, kullanıcı verilerini sıkıştırıp bunu kullanıcı profilleriyle birleştirerek etkili içerik ve ürünler sunabiliyor.

6- Çevresel Kaygılar Kalıcı Çözümlere Dönüşüyor

Hepimizin çevreye ne ölçüde zarar verdiğimizin daha çok farkına varmamıza yardımcı olan pandemi, çevresel kaygıları kalıcı çözümlere dönüştürüyor.

Covid-19’la birlikte birçok marka ve sivil toplum kuruluşu, 2025 yılına kadar ambalajların yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir olması için çalışmaya başlıyor (5). Geri dönüştürülebilir ürünler ve enerji tasarrufuna yönelim gün geçtikçe artıyor. Uzun zamandır hayatımızda olan ‘kendin yap’ hareketi, kullanıcıların geri dönüşüme katkıda bulunmalarını da sağlıyor. Bununla birlikte, geçen yıllara damgasını vurmuş olan karanlık modun önemini korumasının nedenlerinden biri de %90 daha az enerji tüketimi sağlaması.

7- Multidisipliner Tasarımcılar ve Uzaktan İş Birliği Dönemi Başlıyor

Android ve IOS, aralarındaki işlevsel farkları eritmeye ve oldukça benzer deneyimler sunmaya başlarken tasarımcılar da yeni geliştiriciler haline geliyor.

Tasarımcılar Yeni Geliştiriciler Haline Geliyor

Yazılım geliştirmeye görsel bir yaklaşım olan Airtable, Appy Pie, Nintex Process, Salesforce gibi daha birçok düşük kod geliştirme platformu, yazılımcılar için iş akışının her aşamasının otomatikleşmesine izin verirken; Webflow, Scapic ve Bubble gibi ek bir kod ihtiyacına sahip olmayan no-code platformlarla tasarımcılar da minimum geliştirme desteği ile site ve uygulamalarını hayata geçirebiliyorlar.

Bu süreçte, tasarımcılar da yeni geliştiriciler haline gelirken, 2021 ile birlikte dijital dünyada multidisipliner tasarımcıların çağı başlıyor.

Yeni bir çağın ayak seslerini duyarken bu büyük dijital dönüşüm süreci, kullanıcı deneyimine her zamankinden daha fazla önem yüklüyor. Uzaktan iletişim ve iş birliği, dijitalin gerçeğe taşınması, ayırt edilebilir olmak ve sosyal mesafenin sınırlarını esneten yenilikçi adımlar, 2021 ve sonrasını etkisi altına alacağını açıkça gösteriyor. Bu dönem hızlı bir şekilde kazandığımız alışkanlıkların birçoğunun kalıcı hale geleceğini öngörebiliyoruz. Bu senenin değişim sürecine uyum sağlayanlar bir adım öne çıkıyor ve biz, hız kesmeyen dijital dönüşümleri deneyimler evreninden gözlemlemeye devam ediyoruz.

Kaynaklar:

1- (https://www.aksam.com.tr/ekonomi/3-boyutlu-alisverisle-urun-denemeye-son/haber-1118649)

2- https://internetofbusiness.com/digital-assistants-2021-ovum/

3- https://techcrunch.com/2020/06/02/remote-work-helps-zoom-grow-169-in-one-year-posting-328-2m-q1-revenue/

4- https://www.businesswest.co.uk/blog/how-covid-19-impacting-environment-and-sustainability

5- https://www.prnewswire.com/news-releases/covid-19-validates-urgent-need-for-effective-recycling-system-301122106.html